Parılda parılda, küçük yıldız!

      " Bir dörtgenden üçgen olur mu? 
Aynalar da yeri geldiğinde konuşur mu? 
Yıldızlara merdivenle çıkılır mı?"

Üniversitede “Sosyal Değişim” adında bir dersimiz vardı. Sosyal değişimlerin ne kadar uzun ve sancılı olabileceğine dair uzun okumalarımız olurdu . Kişisel değişimler için de aynı şey geçerli miydi? Bazı şeyler çok yavaş iken bazı şeyler çok hızlıydı. Belki de her şey olması gereken süreçte, ancak biz onlara hızlı ve yavaş etiketini vuruyorduk.

Mesela İngiltere’ye geldikten 1 hafta sonra eğitmen olarak ilk işimi aldım. 2 ay sonra part time bir iş bulabildim. 4 ay sonra banka hesabımı açabildim. 5 aylık süreçte 4 ayrı yer değiştirdim. Evren bana sabrı ve bir şehri böyle böyle öğretmek istedi sanırım. Yılmadım, geçen hafta da 4.evime geçtim. ?

Londra’nın Kuzeyinde, tepeye doğru parkların olduğu bol yeşillikli bir bölge burası. Küçük bir bahçesi, bir kedisi, cıvıl cıvıl öten kuşları ve ağaçlara tırmanan sincapları var. 

Ev dediğime bakmayın, aslında bir oda. 3 katlı bir evin üst çatı katı. Diktörtgen şeklinde. Şimdilik bir yatağım, bir çalışma masam bir de kendimce yaptığım küçük bir kütüphanem var. Bu dörtgen nasıl da bir üçgen oldu bana. ? Küçük bir çatı katını nasıl da evi belliyormuş insan, anladım burada. 

Bu çatı katı bir sürprizi de beraberinde getirdi. Odamda hemen yatağımın yanı başında yazılı olan bu sözü: 

…………..Twinkle twinkle, little star! 
Parılda,parılda, küçük yıldız! 

Kaynağı 19.yy’a dayanan çok eski ünlü bir İngiliz şarkısı. Şarkının devamında şöyle diyor; 

………Kızgın Güneş gittiğinde, 
Üstüne parladığı bir şey kalmadığında, 
Sen, kendi ışığını gösterirsin. 
Parılda, parılda gece boyunca, 
Parılda, parılda küçük yıldız, 
Ne olduğunu öyle merak ediyorum ki.

Bu yazının hemen karşısındaki duvarda da sırlı antika bir ayna asılı. (Paşa dededen kalan cinsten) 

Bu ayna  ardında gizemli bir şeyi saklıyormuş gibi. Her bir işlemesinde yepyeni bir dünyanın tohumunu barındırıyormuş gibi.  Açıl susam açıl desem, açılacakmış gibi. 

Bu ayna sayesinde bu küçük yıldız yattığım yerden bana bakıyor. Sabah gözümü açarken de, gece gözümü kaparken de orada. Hem yanı başımda hem karşımda. 

Hayatta her ne olursa olsun bu yıldız göz kırpıyor gibi. Bana yıllar önce duyduğum Latince bir deyişi hatırlatıyor.

"ad astra per aspera"  
__ zorluklarla yıldızlara doğru.  

Yaşadığımız zorluklar yıldızlara uzanmamızı sağlayan bir merdiven olabilir mi?

……….Hayat işaretlerini bize koca bir paketle göndermiyor, 
Bazen bir ayna olup konuşuyor, 
Bazense bir duvar sözünden kulağımıza fısıldıyor. 
Belki “hadi bir cesaret, aynanın içinden geçtiğinde, parlayan yıldızını bulacaksın” diyor. 
Belki de “o yıldız zaten hep seninle birlikte, sadece hatırla” diyor.

Bir ayna size ne anlatıyor? 
Bir yıldız sizde neyi çağrıştırıyor? 
Size güç veren parıldayan küçük yıldızlarınız neler? 
Ya da henüz bilmediğiniz ama öyle merak ettiğiniz parıltılılarınız ?

Aralık 2018  
Londra 
Eda