Roketlerin Gölgesinde Çocuk Olmak

Bir şehir düşünün ki,
Roket atılmadığı günün kutlu sayıldığı,
Her an atılacak yeni bir roketin korkusuyla yaşandığı,
“Özgür olmak ve ülkeme geri dönmek istiyorum” diyen çocukların olduğu bir şehir.
Savaşın gölgesinde bir şehir:
Kilis.
 
Antep’ten Kilis’e vardığımızda karmaşık duygular içerisindeyim.
Bizi Kilis’e götüren görevli abi, sokaklardan geçerken kenti de tanıtıyor.
Tarihini, kültürünü yemeklerini değil.
Roketlerin düştüğü yerleri.
Çünkü geçtiğimiz altı aydan beri şehrin gündemi Suriye tarafından atılan roketler olmuş.

 

Bir sokaktan geçiyoruz. Burası okullar bölgesi; Anaokul, ilkokul, ortaokul sokak boyunca yan yana sıralanmış, okulların arasında da bir hastahane.
“Roketlerden biri de bu okula düştü” diyor solundaki okulu işaret ederek.

Patlama sonucunda bir öğrenci ağır şekilde yaralanmış, okulun temizlik görevlisi ise malesef roketlerin hedefi olmuş.

“Bizim burnumuzun dibiydi. Allah korudu, düşünsenize çocuklara isabet ettiğini.”

Ne yazık ki her çocuk o kadar şanslı olmamış, olamamış.

Kent merkezi içinde yine bir caddeden geçiyoruz. “Burası Kilis’in göbeği” diyerek bir bina gösteriyor; 3 katlı, kırık dökük, çatısı yok.

“Savaştan kaçan Suriyeli yetim çocuklar kalıyordu bu evde. Roketlerden biri de buraya düştü. Üçü kardeş, dört yetim çocuk bu binada can verdi.Babalarıyla aynı kaderi paylaştı yetimler. O da Suriyeden kaçarken roket saldırısında ölmüş.”

 

Dilin Ötesinde Bir Diyar

İki farklı dil tek bir masal

Eda Bayraktar masal

Eğitimlerimizi yapacağımız okula varıyoruz. Burası Türk çocukların okuduğu iki katlı bir ilköğretim okulu. Kilis’te bir kaç okul dışında Suriyeli ve Türk çocukların birlikte okuduğu bir okul yok. Suriyeli öğrencilerin eğitim gördüğü okul binaları da pek okula benzemiyor, derme çatma evden bozma binalar.

Kilis’in farklı bölgelerindeki çocuklar eğitimler için bulunduğumuz okula getiriliyor.
Yüzlerinde çekingen, şaşkın, meraklı bir ifade.
Aynı şehirde yaşayan, dilleri farklı olan bu çocuklar belki de ilk defa aynı çatı altında biraraya geliyorlar.
Birbirlerine uzak olan bu çocuklar ilk defa aynı sınıfta bir masal etrafında birleşiyorlar.  
Merakla yüzüme bakıyorlar.
Gözlerinin içine bakıyorum tek tek, ışıl ışıllar.
Kalbim çarpıyor.
Ve başlıyoruz.
Yaratıcılık ısınma çalışmalarıyla masal diyarına giriyoruz.
Bir ormanın içinden geçip yavaşça bir dağın tepesine tırmanıyoruz.
Türkçeyi çok az bilen ya da hiç bilmeyenler var aralarında, ama önemi yok.
Ritmlerle, oyunlarla, şarkılarla öyle güzel eşlik ediyorlar ki, masalı karşılıklı birlikte anlatıyoruz.
Dilin ötesinde bir diyar var:
İşte orada buluşuyoruz.

 

Bir Çocuğun Tek Hayali

Masal anlatımından sonra sıra çocuklarda.
“Haydi bakalım, artık kendi masalınızı yazma ve çizme vakti.”
Önlerine beyaz kağıtlar, renkli kalemler vererek
Çocukların sınır tanımaz o hayalgüçlerine tanık olma vakti.
Bazıları karanlık, karmaşık iç içe geçmiş şekiller çiziyor,
Bazıları yerde yatan insanlar, tüfek, mermi, roket..
Bazıları savaşın gölgesine inat alabildiğine renkli çiçekler ve kalpler
İçinde yaşadıkları gerçekliği değil de, hayallerini yazıp çiziyorlar sanki.
Gelip yanınıza anlatıyorlar bir de bıcır bıcır kendi dillerinde
Bazen de yanlarına gidip sizin keşfetmenizi bekliyorlar.
Kolajlar
Sıraların arasında gezerken birinin yanına yaklaşıyorum ben de.
Belli belirsiz çekinerek bakıyor yüzüme. Yemyeşil iri gözleri, sarıya çalan gür saçları var.
Gülümsüyorum, bıyık altı gülümsüyor o da.
Çizdiği masal resmine bakıyorum. Binaya benzeyen bir şekil ve içinde büyük küçük resimler var. Ne çizdiğini soruyorum elimle onları işaret ederek.
Arapça bir kaç kelime söylüyor, tercümandan destek istiyorum. Kafasını hiç kaldırmadan çizdiklerinin üzerinden geçerek anlatıyor ona. Tercüman da bana.

“Burası yaşadığım yer, bunlar arkadaşlarım, ailem..Evimizin kapısında iki bayrak var; biri Türkiye biri Suriye.

“Türkiye’yi çok seviyorum ama artık ben evime dönmek istiyorum.”

Tercüman bitirince çocuk yüzüme bakıyor, bir şey dememi bekler gibi.
O an zaman duruyor sanki.
O an o çocuğun gözlerinin yeşilinde kayboluyorum.
Boğazım kilit, gözlerim bulanık
Yutkunuyorum.
 
Okunulan Sosyoloji teorilerinin, sosyal girişimcilik ve etki modellerinin kar etmediği bir an daha.
Burada bildiğim hiçbir teorem işlemiyor.
Ne Marx, ne Comte, ne Durkheim.
Ne tarihçi ne politikacı ne uzmanların ahkam kestiği söylemler var burada.
Asıl gerçeklik,
Çocukların anlattığı bu masallarda,
Çizdiği bu resimlerde,
Gözlerindeki ürkek bakışlarda.
Asıl gerçeklik burada.
Roketlerin gölgesinde,
Hayat da burada
Ölüm de burada.

kilis çocuk resim1

Kimin Yüzünden?

 Bir başka gün yine okuldayız. Suriyeli çocuklarımızın gelmesini bekliyoruz heyecanla.
Servis yanaşıyor ve minicik halleriyle pıtır pıtır dökülüyorlar bahçeye.
Okuldaki diğer çocuklar da iniyorlar.
Kulağıma bir ses çalınıyor, iki çocuk kendi aralarında konuşuyor.

“Uff ya yine mi geldiler?”

Öğretmenlerden ve buradaki sivil toplum kuruluşlarından öğreniyoruz ki, burada çocuklar Suriyeli çocuklara “Sizin yüzünüzden buraya roketler düşmeye başladı” deyip suçluyorlarmış.
O minicik kalplerinde şimdiden böyle büyük bir önyargıya şahit olmak içimi acıtıyor.
Ama peki ya kızabilir miyim onlara şimdi bunu dedikleri için?
“Onlar da sizin gibi çocuk, ne günahları var ki?” diye bağırabilir miyim?
Ailelerinde çevrelerinde ne duyup ne görüyorlarsa onu yansıtıyorlar belli ki.
Suçlayabilir miyim bu yüzden onları?

Ertesi gün bir şeyler değişiyor sanki.
Kendi alışık olduğu arkadaşlarıyla takılan, yan yana gelmek istemeyen çocuklar  bu sefer masal dinlerken yan yana oturup yaptırdığımız ritime birlikte eşlik ediyor.
Atölye bitiminde çocuklar etrafımızda çember olup sarılırken, Suriyeli bir çocukla Türk bir çocuk yanyana durmuş, “Yarın da gelecek misiniz?” diye soruyor.
 

“Bir önyargıyı parçalamak atomu parçalamaktan daha zor” demiş Einstein.
Haklı.
Belki de atomu da önyargıyı da parçalamakla hiç uğraşmamalı,
Her şey zıttıyla var olmuyor mu?
Siyah boyayı kazıyamıyorsak, daha çok beyaz boya dökmeli.
Daha çok kardeşlik daha çok barış tohumları ekmeli.
O tohumlar yeşersin çocuklara umut taşısınlar diye.
 

Haziran 2016
Kilis
 kilis seç1

Not: Kilis ziyareti ve etkinlikleri #bridgebuilding projesi kapsamında gerçekleştirilmiştir.